- Bensu
- 7-01-2017, 21:19
Merhabaa bugün olayları gerçekçi bir şekilde ele almasıyla beni oldukça etkileyen bir diziden bahsetmeye geldim. Age Of Youth. Bu dizi neredeyse bugüne kadar izlediğim slice of life türü Kore dramalarının arasında en beğendiklerimden oldu. Sakin işleyişine rağmen bölümlerin oldukça akıcı olduğunu söyleyebilirim. Ve klişelerden uzak hali de diziyi farklılaştıran özelliklerden biri…
Dizi aynı evi paylaşan 5 kızın hikâyesini anlatıyor. Bu 5 kız birbirlerinden hem karakter hem de yaşayış biçimleri açısından o kadar farklı ki tek ortak noktaları onları akşamları bir araya getiren yuvaları diyebiliriz. Bu kadar ayrı dünyalarda yaşamalarına karşı diziyi izlerken fark ediyorsunuz ki, zaman onları bir bütün haline getiriyor. Acıları, sevinçleri, yedikleri ortak oluyor. Zora düşünce birbirlerinin yerine geçecek kadar yakın oluyorlar.
Diziyi ilginç kılan diğer özelliği ise bir sır perdesinin etrafında gezinmesi. Ortada bir takım sırlar dönüyor ama çözüme kavuşması ağır ağır oluyor. Kızların şüpheli davranışları da merak duygusunu en üst seviyede tutuyor. Ayrıca şöyle de bir güzelliği var ki dizinin başında bir karakteri sevmediyseniz olayların akışı sonradan fikrinizi değiştirebilecek şekilde ilerliyor. Bu da insanların tek yönlü olmadığını yapılan yanlışların bir telafisinin mutlaka olduğunu size hatırlatıyor. İnsanoğlunun bir bütün olduğunu tamamen kusursuz veya günahkâr olmadığını da gözler önüne seriyor.
Filmde klişelere yer yok demiştim ya gerçekten de öyle. Kız
veya erkek bir anda sevgili olmuyorlar, anlamsızca karşılaşmıyorlar veya hayat
nereden geldiği belli olmayan bir rahatlıkta ilerlemiyor. Dizide insanlığa
ilişkin tüm sorunlara tek tek yer veriliyor hem de tüm gerçekliğiyle ve siz
karakterleri olduğu gibi kabulleniyorsunuz. Sanırım dizide en sevdiğim
şeylerden biri de bu gerçeklik algısı oldu.
Diziden çok spoiler vermemek adına yazının bu kısmında karakter analizi yaparak
ilerleyeceğim. Ama yine de anlatırken ağzımdan bir şeyler kaçabilir.
Yazdıklarım üzerinizde merak uyandırdıysa hemen izlemeye gidin ve bu kısmı
atlayın *-*
Yoo Eun-Jae / 20/ Psikoloji öğrencisi
Eun jae Belle Epoque adlı kız yurduna en son dahil olan kişi. Üniversiteye yeni başlayacak olan eun jae oldukça utangaç bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Kendini istediği şekilde ifade edememesinden kaynaklanan iletişim bozukluklarıyla tanımaya başladığımız Eun jae şartlar onu psikolojik olarak zorlamaya başlayınca kendini değiştirme kararı alıyor. Ve hayattaki en önemli şeyin rahatsız olduğun şeyleri yüksek sesle söylediğin zaman çözüme kavuştuğunu anlıyor. Sesini yükseltiyor ve ev arkadaşları da dâhil herkese rahatsız olduğu şeyleri söylüyor. Çünkü içinde tuttuğun kadar kaybedersin.
Benim Eun jae karakteri ile ilgili en sevdiğim şey, hislerini, rahatsızlıklarını fark etmeye başladıktan sonra bunları dışarı vuruş şekli oldu. Dizide yavaş yavaş olgunlaştığını gördüğünüz bir karakter ayrıca ilk aşkı, ilk heyecanları ve bunların onu nasıl değiştirdiğini izlemek içimi kıpır kıpır etti.
Dizide en sevdiğim kız karakter değil belki ama en sevdiğim erkek karakterin kız arkadaşı. Açıkçası normal yaşamda Jong-yeol gibi bir erkeğin nadir bulunacağını düşünüyorum. Dizinin diğer karakterleri gibi o da kusursuz değil tabii ki ama benim çok hoşuma gitti. O kabalıkla aşırı düşünceli olmak arasındaki git gelleri, inceliği ve hassasiyeti bunlar sıradan bir erkeğin taşıyamayacağı özelliklerdendi.
O yüzden hala böyle insanlar var mı diye bir miktar ümitlendim. Yazının en sonunda bu karakteri ayrı inceleyeceğim. Benim için apayrı bir yeri oldu.
Jung Ye-Eun / 22/ Beslenme öğrencisi
Bu karakterimiz dizinin en kusurlu karakterlerinden biri ama tabii ki onu sonradan sevmenizi sağlayacak çok güzel yanları da var Ye-Eun'un. Öncelikle sevgili kavramını hayatının merkezine koymuş olması ve kendini hiç önemsemeden gururunu o kişinin ayaklarına sermesi dizide Ye-eun'un yaptığı en büyük yanlış olarak gösteriliyor. Verilmek istenen mesaj; ''yanlışlarından ders al'' olsa da Ye eun asla yaptığı yanlışlardan vazgeçemiyor. Farkına varıyor ama yine de kendi yanlışının içinde yaşamaya devam ediyor çünkü asla sevgilisiz bir hayat yaşayamıyor. Ayrılırsam eksik kalırım diye düşünüyor ki bu benim bir karakterde en en en sevmediğim şeylerden biri Ye Eun da sevdiğim şey ise gerçekten istediği zaman sıcakkanlı ve iyi bir dost olabilmesiydi. Başlangıçta nasıl sevmediysem dizinin son bölümlerine doğru da o kadar sevdim. Çünkü kıskansa da, hoşlanmasa da her fırsatta iyi bir dost olabilmeyi başardı Ye-eun ve en büyük zaafı olan ona zerre önem vermeyen erkek arkadaşına ayrılalım demeyi de becerebildi. Kendince bir zayıf noktasını yenmiş oldu böylelikle

Yoon Jin Myung/ 28/ İktisat öğrencisi
Jin Myung dizinin bana göre en güçlü karakteri ve diğer kızlara göre çok ama çok daha zor bir hayatı var. Bir gün içinde hem öğrenci hem de bir çok part time işte çalışan Jin Myung un hayatında boş vakit diye bir kavram yok. Onu başlarda Eun Jae nin suratsız ve kuralcı oda arkadaşı olarak tanısak da ilerleyen olaylarla karakterinin derinliğini, çektiği zorlukları ve hayat mücadelesini gördükçe oldukça sevdik hatta bağrımıza bastık. Çünkü bu kadar zorluğa ağzını açıp tek bir şey dememesi sadece sabretmesi herkesin yapabileceği bir şey değil.
En çok neyini sevdim kısmına gelirsek kararlığını ve hayata tutunmasını sevdim. Herkeste ondaki gibi bir azim olsa dünya çok daha güzel bir yer olabilirdi. Onun karakterinin vermek istediği mesaj da bence bu kadar çok susma bir gün mutlaka patlarsın olmalı...
Duygularını tamamen içinde yaşaması ve onu seven ve yardım etmek isteyen insanlara izin vermemesi bir eksisi değil ama ''yapmasan güzel olurdu'' dediğim davranışlardan oldu.
Diğer karakterler gibi onun da hayatında bir erkek vardı. Ama bu karakter benim çok sevdiğim Jong Yeol karakterinden bile daha mükemmeldi. Hayır yeryüzünde böyle bir erkek yok yani ben inanmıyorum... Jae wan dizi boyunca Jin Myung'a üzülmekten gözü yaşlı gezdi ya kıyamam.
Kang Yi-Na
İşte belki de bu karakter dizinin bu kadar benzersiz olmasını sağlayan faktör olabilir. Çünkü Kang Yi-Na sizi gerçekten ciddi bir şekilde sınıyor. Karakteri anlayıp anlamamak size kalmış ama bazı gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalıyorsunuz.
Kang Yi-Na Belle Epique evine öğrenci olduğunu söyleyerek girmiş. Ama aslında durum bambaşka. Güzel bir kadın ve arkadaşlar arasında konu sevgililere gelince hep birden fazla kişiyle görüştüğünü söylüyor. Kendisi hakkında çok konuşmuyor ve aşırı abartılı giyiniyor.
Dizinin ilk başlarında onunla ilgili ilk izlenimler böyle oluyor ama bölümler ilerleyince karakteri ve yaşayışı ile ilgili çok daha fazla şey öğreniyoruz. Kang Yi-Na kolay bir yaşam istiyor ne çalışmak ne de okumak bunların hiçbiri ona göre değil. Lisedeyken yaşadığı bir travma onu tamamen hayattan soyutlamış. Güzelliğini kullanmayı çok biliyor ve tabii ki bedenini de....
Yi- na'ya zengin erkek avcısı diyebiliriz. Yüksek limitli kart karşılığı erkeklere zamanını ve kendini adıyor. İki taraf da ilişkinin sahte olduğunu biliyor ama yine de birbirlerini seviyormuş gibi davranıyorlar. Yi-Na'nın birden fazla erkekle nasıl çıktığını bu şekilde anlamış oluyoruz.
Ama önce arkadaşları arasında ötekileştirilmesi ve sonra da barda tanıştığı gizemli bir adam sayesinde hayatı tamamen değişiyor. Kendi ile ilgili karanlık kalmış bir köşesi var ve o onu bulup eski benliğini geri getirmeye çalışıyor. Çünkü yaşamak zorunda olduğu ve özendiği hayatlar bambaşka olsa da eski karakterine dönmeden kendi batağından çıkamıyor.
Dizi bizi burada önemli bir soruyla karşı karşıya bırakıyor. Çok sevdiğiniz bir arkadaşınızın veya bir yakınınızın böyle bir hayat sürdüğünü öğrenseniz ne yapardınız? Ötekileştirip hayatınızdan çıkarır mıydınız? yoksa bunu kabullenip kendini bulmasına uğraşır mıydınız?
Dizi kızların da içine düştüğü bu ikileme gerçekten çok güzel dokunmuş. Kang yi na'nın da aslında çok belli olmasa da değişmek istediği, kötü biri değilim ben sözleriyle kendini belli ediyor. Ona yaptığı işten dolayı kötü biri olduğunu hissettiren insanların yarattığı baskı dünyadaki en acı şey.
Yi Na bana göre dizide Ji Myung'dan sonraki en güçlü
karakter, ve tam bir dost. Tüm koruyuculuğuyla sahip olmak isteyeceğiniz bir
abla gibi. Özellikle dizinin sonlarına doğru aslında gösteremediği iyi kalbini
hissettiğinizde siz de gözyaşlarınızı tutamayacaksınız.
Dizinin işlediği temalarından ‘’hiç bir davranış nedensiz değildir’’
Yi-Na ile tamamlanmış gibi.
Song Ji-Won/22/ Medya öğrencisi

Bu karakter tam bir deli ama en sevdiğim karakter oldu dizide. Böyle insanı mutlu eden, enerjisini arttıran bir yapısı var. Herkesin mutlaka böyle bir arkadaşı olmalı dedirtiyor. Deli, enerjik Ji-wonumuz dizi boyunca zevkine uygun bir erkek arkadaş arıyor da arıyor ama bir türlü bulamıyor. Uğraşıyor tam oldu derken pat mesaj ''ben seni arkadaş olarak görüyorum'' Ji-won yine yere yığılıyor. Bu karakterimizin sorununu çözememesindeki asıl neden ise aşırı kanka kumaşına sahip olması. Kız arkadaşlarına da erkek arkadaşlarına da dirsek atıp napıyoruz kanka diyen cinsten olduğu için erkekler onu arkadaştan başka bir şey olarak görmüyor (bence onların kaybı ama neyse) Ji-won'un karakterine çok derinlik verilmemiş. Sadece böyle görünce rahatladığınız, oh be o buradaysa hiç sıkılmam dediğiniz bir tip olarak yansıtılmış. İşte ben de tam olarak bu özelliğini sevdim onun. Çünkü çok tatlıydı, rahat insan işte.
BONUS KARAKTER
Yoon Jong Yeol/22/ Psikoloji öğrencisi
Böyle kocaman cüsseli ama yumuşacık bir kalbe sahip olan karakterlere bayılıyorum ben. Jong Yeol de aslında karşısındakine önem verdiğini çok göstermek istemeyen ama aslında sevdi mi dünyanın en düşünceli insanı olan karakterlerden olmuş. Gel desen gelir, tek sözünle yapmayacağı şey yoktur. Herkes istediği gibi konuşabildiği, komik ve anlayışlı bir insan ister yanında. Güzel karakter olmuş bu bakımdan sevdim. Böyle baktıkça insanın içini ısıtıyor. Kıza dizi boyunca ''Bak bu çocuğu üzersen iki elim yakanda olur'' diyip durdum çünkü Eun jae gibi tipleri biliyorum. Birazcık kendilerini aşsalar bile asla duygularını ifade edecek kelime çıkmaz ağızlarından… O yüzden Jong Yeol gibi düşünceli devleri üzmeyelim. Neyse Jung Yeol’ü fav dizi karakterlerim arasına atıp bu yazımı burada noktalıyorum. Yeni bir dizi incelemesinde görüşmek üzere...